8 Aralık 2009 Salı

Gelin GDO'yu birlikte tartışalım bilimden teknolojiden sapmadan


20 Kasım 2009 - Akşam

GDO karşıtlığını fanatizme vardıran patırtıcı grubun, peşlerine taktıkları köşe yazarları aracılığıyla kamuoyunda yarattıkları bilgi kirliliğiyle savaşmak amacıyla Facebook'ta "Cehalete İnat GDO'ya Evet Diyenler" isimli bir "fikir tankı" kurmaya çalışıyorum.

Bu köşeyi takip edenler, İnternet'te sosyal medyaya ne kadar sıcak baktığımı; Friendfeed'i, Twitter'ı, Facebook'u basılı gazete ile etkileşimli bir şekilde kullanmanın verimli yollarını aradığımı bilirler. Öyle ki bu köşede yayınlanan kimi yazıları friendfeed.com/yurtsan adresinde okurlarla karşılıklı fikir alışverişinde bulunup, birlikte yazdık. Daha pekçok yazıyı yine birlikte yazmaya devam da edeceğiz.

Grubumuzun amacı genetiği değiştirilmiş gıda maddelerini savunmak değil kesinlikle. GDO'lar çevresinde medyada ve toplumda kopan fırtınanın ulaşmış olduğu bilim dışı çerçeve bizim için aslında bir simge. GDO konusunun halkın fanatik inançlarına seslenen popülist söylemlerle bu kadar kolay, hızlı ve etkili bir şekilde sömürülüyor olması, toplumun düşünce sağlığı ile ilgili ciddi bir semptom.


GDO karışıtı fanatikler GDO'ların yasaklanması gereken birer ucube olduğu inançlarını topluma empoze etme çabalarını öyle bir boyuta getirdiler ki, GDO'ları yasaklatmak için ulemadan fetva bile dilenmekte sakınca görmediler. Kendilerine "Fikir Sahibi Damaklar" adını takan bir grup var. Yabancı Slowfood hareketinin Türkiye'deki bir uzantısı tarafından kurulan grubun üyelerinin büyük bir kısmı GDO konusunda takıntılı. GDO'yu toptan yasaklatmak için başvurmadık yöntem bırakmayan bu grup geçenlerde Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan GDO'ların haram olduğuna dair fetva almak istemiş, ancak başarılı olamamışlardı. Bunun üzerine ulemaya başvurdular ve çalmadık kapı bırakmadılar ama istedikleri fetvayı yine kopartamadılar. Sorun da zaten burada: inanca fikir maskesi takılmasında, bilim yerine fanatizmden medet umulmasında.


Facebook'taki "Cehalete İnat GDO'ya Evet" grubumuzun kapısı toplumu ilgilendiren konuları dogmalardan uzak, bilimsel bakış açısıyla tartışma kültürünü yaymayı amaçlayan herkese açık. Gruba üye olma davetiyesini henüz çok az kişiye göndermiş olmama rağmen ilginin yüksek olması cesaret veriyor. GDO savunucularından çok GDO ile kaygıları olanların ilgi gösteriyor olması da ayrıca sevindirici.


Sonuç olarak GDO'larla ilgili kaygıların olması çok doğal. Özellikle de çevreye olan etkileri konusunda kaygı duyulmasını gerektirecek ciddi bilimsel şüpheler var. Kobay hayvanları üzerinde yapılan araştırmalar arasında, GDO'ların sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini gösterenleri de çıkmış. Öte yandan piyasaya çıkmasına onay verilmiş GDO'lardan herhangi birinin insan sağlığını olumsuz etkilediğini gösteren tek bir bilimsel araştırma sonucu bile yok.


"Cehalete İnat GDO'ya Evet" grubunda bilim ve teknolojinin insanoğlunun yararına kullanılması gerektiğini savunmaktan başka bir amacımız yok. Bilim ve teknolojinin geliştirdiği her yeniliğe "ucube" gözüyle bakıp, bilimin üretildiği her yere taş ve sopalarla saldırmaya kalkan Neo-Ludittler'e, ya da sevgili Cihan Salim'in taktığı adla "Zealotlar"dan başkalarına karşı değiliz.


Evet, GDO'lar da tartışılmalı. Evet GDO'ların insan sağlığı üzerine potansiyel etkilerinden kuşku duyulmalı. Bunun için de GDO'ların piyasaya çıkartılmasına çok sıkı testlerden geçirilmeden onay verilmemeli. Kobaylar üzerinde yapılan ve olumsuz sonuç veren testler ciddiye alınmalı ve insan üzerindeki etkisi daha sıkı test edilmeli. Öte yandan GDO'lu gıdalara toptan karşı çıkmak, şeytan ilan etmek, geliştirme araştırmalarının durdurulmasını istemek de büyük saçmalık. GDO'lu gıdaların dünyadaki açlık sorununun çaresi olabilme potansiyeli varken Afrika'da açlıktan ölen çocukları "Ölürlerse ölsünler, yeter ki bilimsel kanıtı olmamasına rağmen bizim sağlığımıza olasılıktan ibaret bir tehdit oluşturmasınlar" diyerek ölüme terk etme vicdansızlığına karşı nasıl duyarsız olunabilir ki?


yurtsan@neobizmedya.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder