8 Aralık 2009 Salı

İnternet sana bayramım kurban

29 Kasım 2009 - Akşam

Kurban Bayramı'nın ikinci gününün sabahını, peynir paketini "kolay açılır" yazılı köşesinden açmaya çalışma inadıyla açtım.

Daha önceki "buradan açınız", "buradan açılır" benzeri yol gösterici etiketlerle donatılmış farklı markaları, farklı peynir ambalajlarıyla olan tatsız deneyimlerimden ders alıp, bu kadar umutlanmamalıydım gerçi. Yine de ambalajın kırmızıyla vurgulanmış köşesine iliştirilen "kolay açılır" ibaresi o kadar iddialıydı ki kan ter içinde kalıncaya kadar uğraştım ama değil paketi açmayı, köşesindeki kıvrıkla altındaki plastiğin arasını tırnak ucumla aralamayı bile başaramadım.

Elime geçirdiğim ilk bıçakla peynir paketini delik deşik ederken aklım bir yandan da biraz sonra başına oturacağım yazımda olduğundan, başdöndürücü bir hızla gelişen teknolojinin peynir ambalajına sökecek bir çözümü neden hâlâ geliştirememiş olduğunu düşünüyordum.

Peynir ambalajı, teknoloji, bıçak, kurban bayramı derken başına oturacağım yazımın konusu da birden çakıverdi beynimde. Teknoloji ve gelenek genellikle uzlaşmaz, zıt kardeşler olarak görülürler. Teknoloji ilerlemeyi, gelenek tutuculuğu temel aldığından iki kavramın sürekli çatışması doğaldır da. Öte yandan teknoloji ve gelenek bir arada yaşadıkları dünyada sürekli birbirleriyle etkileşim halinde olduklarından birbirlerini etkilemeleri de kaçınılmaz.

Sürekli gelişen tenoloji, bir gelenek olan bayram kutlamaları ve ritüellerini de etkiliyor doğal olarak. İnternet'ten e.posta, cep telefonundan kısa mesajla bayram tebriği gönderme alışkanlığı teknoloji-gelenek etkileşmesinin sonucu örneğin... İyi bir gelişme mi, kötü mü tartışılıyor gerçi.

Ben duruma göre değişir diyorum. Herkese bir örnek mesajı, topluca göndermeye karşıyım. Ancak özel notlarla kişiselleştirilmiş mesajları, e.posta ve/veya kısa mesajın hızı ve pratikliğiyle göndermenin kime ne sakıncası olabilir?

Öte yandan günümüz koşullarında her isteyenin her istediği yerde kurban kestirmesi de anlaşılır gibi değil.
Bu sene nihayet bir yardımlaşma derneğimiz, teknolojinin nimetlerinden kurban kesimi için yararlanmanın en etkin yollarından birini buldu. Gazetelerden okumuş, televizyonlardan seyretmiş ve hatta belki uygulamadan da yararlanmış, neden bahsettiğimi anlamışsınızdır.

Kurbanda Kızılay Modeli adı verilen sistemde, kurban kestirmek isteyen kişi İnternet'ten kredi kartıyla kurban bağışında bulunuyor. Kurban Et ve Balık Kurumu'nda veteriner, din görevlisi ve noter huzurunda kesiliyor. Hijyenik bir şekilde ambalajlanarak muhtaç ailelere dağıtılıyor. Kurban bağışında bulunan kişiye de kendi kurbanlık etinden hazırlanmış bir paket, teşekkür belgesi ve kurbanın kesilişini gösteren bir video CD gönderiliyor. Artık o kesim anını seyredip seyretmemek kişinin kendisine kalmış ama kurban geleneğinin asıl vecibeleri teknoloji yardımıyla en etkin şekilde yerine getirilmiş oluyor.

-------------------------
Oray'ın bayram kurbanıyım

Yazılarını da yeni TV programı "Ya Hep Ya Hiç"i de büyük bir beğeniyle takip ettiğim Oray Eğin'in her Kurban Bayramı'nda bana sataşan bir yazı yazmayı, bir bayram geleneği haline getirdiğinden şüpheleniyorum.

Bu Kurban Bayramı'nda da Twitter'daki bir mesajıma takılmış.
Twitter'da garip bir alışkanlık peydah oldu. Twitter'a yeni giren her ünlüyü abartılı bir tezahüratla karşılamak moda. Bu abartılı, biraz da yağ kokan karşılamaları eleştirmek için yazdığım, "Twitter'da PostPiyanist Şantör dönemi. Ooo haşgeldiniz @hulyavsar, ooo @Notredamedesion da buradaymış. Allah'tan yemiyorlar" tvitimi eleştirmiş. İçinde Nazlı Ilıcak'ın Twitter lakabı "Notredamedesion"u da örnek olarak kullandığımdan olacak, Twitter aleminin Nazlı Ilıcak'a gösterdiği ilgiyi kıskandığımı söylemiş. Nazlı Ilıcak'ı da gösterdiği üstün performanstan dolayı Twitter'ın kraliçesi ilan etmiş.

Olabilir tabi. Kime ne de, hani diyordum şöyle tek bir pırıltılı mesajı olsaydı da Nazlı Ilıcak'ın tvitlediği, biz de şapka çıkartsaydık.

yurtsan@neobizmedya.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder